Sevdiğim insanları görebilmek adına tahammül edemediklerime iyi davranmaktan yoruldum. Yanlarındayken çok da fark etmiyorum.sevdiğim insanla birlikteyken özlem, bambaşka biri yapıyor beni, o anda sadece onun yanında olmak yetiyor, samimiyetsiz,sahte mutluluk oyunları başlıyor.sahnedeki insan ben değilim, yapmam gereken elime verilmiş kağıda uyarak rolümü en iyi şekilde yerine getirmek.başaramazsam oyun biter, oyun yoksa o da yok.bu düzene alışmaya başladım, artık elime kağıt vermelerine de gerek yok, rolümü kendim yazıyorum, oynuyorum, bambaşka biri oldum, oyunla hayatım birbirine girdi sanki,hangisi gerçek hangisi sahte anlayamıyorum.sufleye de ihtiyacım yok rolü ezberlemeye de.. sahneye çıktığımı fark etmiyorum bile..sahnedeki kim, baba rolündeki gerçekten rol mü yapıyor, peki ya yanındaki kadın, o kim , sahneye ne zaman çıkmış, ne zaman başrolü kapmış, sen ne zamandan beri ona iyi davranan şirin kız oldun, sen gerçekten o şirin kız mı oldun, sahnenin sınırları nerde, sahnenin sınırı var mı, sahne var mı, senin hayatın olmasın yoksa onların hepsi, peki ya senin hayatın, o var mı… kuliste yalnız kaldığım zamanlar bunları sorardım sık sık kendime,artık pek de sormadığımı fark ettim.önce katlanıyorsun sonra da alışıyorsun sanırım..
1 comment:
başrolde olan ben değilim,hiç olamadım,oyunu da bitirme kararı aldım,emekliye ayrılıyorum artık,çok yordular erken yaşlandırdılar beni,perde açılmasın bir daha ya da evin şirin görünen kızı rolü için bi çocuk yapıversinler babamlar.show must not go on!
Post a Comment